Sohbet Muhabbet

Sevgili okurlar, canlar, ciğerler. Canlı Sohbet Siteleri içinde bulunan SohbetX’in bugünkü makale konusu Sohbet Muhabbet. O muhabbet değil midir ki Cenab-ı Hakk (c.c.) Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) bir Kudsi Hadisinde “Levlake levlake lema halaktü’l-eflak” [1]  diye seslenir. Yani O’na, “Sen olmasaydın, sen olmasaydın, Ben âlemleri yaratmazdım” der. Ondan dolayı alemleri yaratır.

Hem o muhabbet değil midir ki, Hz. Adem’in kurtuluşuna vesile olan? Hani o Allah’a affedilmek için yalvarırken “Muhammed hürmetine beni affet!” demişti de Cenab-ı Hakk ona “Sen Muhammed’i nereden biliyorsun?” diye sormuştu. Hz. Adem (a.s.) da “Ben, cennetin kapısında ‘Lâ ilâhe illallah, Muhammedün Rasûlüllah’ yazısını gördüm. İsmi, senin İsm-i Şerifi’nin yanında anılan biri, senin yanında en kıymetli olmalıdır.” [2] diye cevap vermişti ya hani?

Peki ya Allah bize kainatın yaratılmasıyla alakalı da yine muhabbetten bahsetmiyor mu? “Ben gizli bir hazine idim. Bilinmeye muhabbet ettim ve mahlûkatı var ettim.” [3] O halde, gelin biz de beraber sohbet edelim, bir birimizi bilelim demeyelim mi?

Sohbetle Muhabbet Kur

Risale-i Nur’da bunu “Muhabbet, şu kâinatın bir sebeb-i vücududur; hem şu kâinatın rabıtasıdır; hem şu kâinatın nurudur, hem hayatıdır.” [4] diye açıklar Bediüzzaman Said Nursi (k.s.). Günümüz Türkçesiyle Muhabbet şu evrenin var olma sebebidir; hem şu evrenin bağıdır; hem şu evrenin ışığıdır, hem hayatıdır demektir. Burada rabıta kelimesini ‘bağ’ manasında kullanıyoruz. Oysa ki Rabteden, bağlayan, bitiştiren manasına da gelir. Aynı zamanda münasebet, alâka, bağlılık, yakınlık, ilgi, irtibat, mensupluk da demektir. İki şeyi birbirine bağlayan tertip veya nesne, sıra, düzen veya usûl manası da vardır. Yani muhabbet bağı veya iki şeyi birbirine bağlayan tertibiyle şu evren, şu alem bir arada durur. Kainat, evren, alem sohbet muhabbet halinde olması sebebiyle hayattadır. Atomların bağları muhabbet ile kurulur, onlardan cisimler, varlıklar oluşur, kainat oluşur başka bir deyişle.

Alem Sohbet Muhabbet ile Ayakta

Ayrıca Cenab-ı Hakk’ın (c.c.) Rabb ismi de rububiyetten, yani rabb olmaktan, terbiye etmekten gelir. Rabb kelime manası ile Besleyen, yetiştiren, terbiye eden demektir. Müstahik, Hüdâvend, efendi, sahip manasına da gelir ayrıca. Büyük açıklamasında ise “Varlıkları eksik bir hâlden mükemmel bir hâle doğru götürürken bütün ihtiyaçlarını veren Allah” demektir. Bu da bize aynı zamanda atomların, yani zerrelerin molekülden kimyasal birleşiklere, onlardan da değişik fiziksel hallere yani cisimlere dönüşmesinde Allah’ın Rabb ismi ile kurduğu bağlarla ayakta durduğunu gösterir. Bu cisimlerin toplamından da varlıklar, dünya, gezegenler, yıldızlar, güneşler ve sonuçta koskoca kainat dediğimiz bu alem oluşur. O halde bu kainat mikro alem yani en küçük alemden makro aleme, yani en büyük aleme kadar muhabbet bağları ile ayakta duruyor da diyebiliriz zannımca. Hem de terbiye edilmiş bir halde, bir nizamla, bir intizamla, bir düzende.

SohbetX de bir düzenle, aynı zamanda muhabbetle, sevgiyle ayakta durur canlar. Daha önce geldiyseniz bunu zaten biliyorsunuzdur. Bilmiyorsanız da hemen buyurun gelin, beraber chat sohbet muhabbet edelim. Bugünlük bu kadar yeter sanırsam yazdıklarımız. Umarım siz de okurken keyif almışsınızdır, benim yazarken aldığım gibi.

Vuslat Vera

www.sohbetx.net

1  Ahmed b. Muhammed el-Kastallânî, El-Mevahibü’l-Ledünniyye; Suyutî, El-Leâli’l-Masnûa; Aliyyü’l-Kârî, El-Esrâru’l-Merfûa & Şerhü’ş-Şifâ; Şevkânî, El-Fevâidü’l-Mecmûa; Hâfız Aclunî, Keşfü’l-Hafâ; Muhammed Said Zalûl, Tahkîk; İmam-ı Nevevî, El-Ezkâr

2  Hakim, Mustedrak, 2/615; Ömer (r.anh)’dan merfu olarak ; İbn Asâkir (2/323), el-Beyhâki, Delâil’un-Nubuvve (5/488); Tabarânî, el-Mûcemu’s-Sağir, 2/82-83; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, 8/253; Suyûtî, ed-Durru’l-Mensûr, 1, 116. Yusuf Nebhanî, Huccetullahi ale’l-âlemin, sf: 210

3  Aclunî, Keşfü’l-Hafa, II/132

4 Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, 24. Söz, 5. Dal, 1. Meyve, s. 322